Londra’da bir bisiklet sergisi: Pedal Devrimi!
Bisiklet sporu ve kültürünün öne çıktığı ülkelerden biri de şüphesiz ki İngiltere. Öyle ki İngiliz bisikletçileri geçtiğimiz yıl, son çeyrek yüzyılın en yüksek oranı olan 5,23 milyar kilometre yol katetmişler! Bu patlamayı kutlamak isteyen Londra Tasarım Müzesi, Pedal Devrimi olarak nitelendirdiği sergiyi ziyaretçilere açtı.
Sergi, 19. yüzyıldan itibaren bisiklet tasarımları tarihini sunmak yerine bugünkü bisiklet kültürüne ışık tutar nitelikte.
Sergide galeri müdürünün seçtiği dört bisiklet grubu var bunlar; yüksek performansçılar, maceraperestler, şehir sürücüleri ve yük bisikletçileri. Bunun dışında sergide bir de bisiklet tasarımlarının geleceği üzerinde duran bir bölüm var.
BBC Cultıre’den Alastair Sooke sergide yer alan bisikletlerden en göze çarpanları derlemiş.
Raleigh Chopper
Yüksek gidonu ve uzatmalı selesiyle Chopper, Easy Rider filminde ki motosikletleri anımsatıyor.
Hiçbir bisiklet yoktur ki, 1970’ler boyunca İngiltere’de çocukların en popüler bisikleti olan Raleigh Chopper kadar nostaljik hissettirsin. Orijinal tasarım, Alan Oakley’in Birleşik Devletler’e yaptığı bir seyahat sırasında uçakta bir zarfın arkasına çizdiği eskize dayanıyor. Yüksek, askıyı andıran gidonu ve arkalıklı selesiyle Easy Rider filminde Peter Fonda ve Dennis Hopper’ın sürdüğü Amerikan motosikletlerini taklit ediyor.
Her ne kadar bisikletin kalitesi ve kullanılabilirliği ile ilgili şüpheler olsa da (paslanmaya yatkın olması ve yokuş yukarı sürüş zorluğu gibi) Chopper olağanüstü bir başarı yakaladı. Sürücüsüne hava katan bu modelin görünüşünden İngiliz çocuklar oldukça etkilendi. 70’lerin sonunda Raleigh Chopper sadece Birleşik Krallık’ta 1,5 milyondan fazla satmış.
Lotus Type 108
1992 yılında Barcelona’da düzenlenen oyunlarda 4000 metre bireyselde altın madalya için hız yaptıktan sonra aynı yaz madalya kazanan ilk Britanyalı Chris Boardman’ın sürdüğü bisiklet Lotus Type 108 idi.
Bu modelin devrim niteliği taşıyan özelliği ise İngiliz mühendis ve bisiklet aşığı Mike Burrows tarafından bulunan, hava direncini azaltan, şık, tek parça ve karbon lif dış yüzeyi. Burrows’un İngiliz spor araba imalatçısı Lotus için çalışma imkanı bulan bisiklet sevdalısı arkadaşı modelin ilk örneklerini atölye çalışmalarına getirmiş.
“Ve başardı“. Burrows o zamanları hatırlıyor: “Rüzgâr tünelinde denediler ve ‘Hey! Bu da ne böyle?’ dediler.” Lotus bisiklete yatırım yapmaya karar verdi ve sonraki aylar boyunca tasarımı değiştirip geliştirdiler. Barcelona Olimpiyatlarında ilk kez gösterildiğinde ona unutulmaz ve fütüristik görüntüsünden dolayı “Superbike” (Süper Bisiklet) takma adını verdiler. Boardman, final bölümünde rakibini geçip altın madalyayı kazanmadan önce de yarışın erken zamanlarında iki kez dünya rekorunu kırdı.
SplinterBike
SplinterBike, Lotus Type 108 den ilham alınarak tasarlanmış bir bisiklet. Tasarımı ve inşası Norfolklu ahşap marangozu olan Mike Thompson’un 1000 saatini almış.
Bisikletler 19. yüzyıl icadı olduğu halde tasarımlarıyla ilgili bir sürpriz var ki, oda geçtiğimiz 150 yüz yıl boyunca temel anlamda bisikletlerin çok da değişmemiş olması. Tasarım Müzesi’nde yer alan Pedal Devrimi Sergisi’nin galeri müdürü Donna Loveday “Temelde bisikletlerin formu değişmedi. Ancak genel form değişmezken teknoloji ve materyaller değişti” diyor.
Günümüzde alışık olduğumuz iskeletleri çelik veya karbon fiberden yapılsa da, bugünkü pek çok bisiklet tasarımcısının tercih ettiği bir diğer materyal ise ahşap; sergide gösterilen geleceğin bisiklet iskeletleri kayın kontrplaklardan ve beyaz dişbudaklardan yapılmış. Lotus Type 108’den ilham alınarak tasarlanan ve Norfolk kökenli ahşap marangozu Mike Thompson’ın 1000 saatini harcadığı The SplinterBike kendiliğinden yağlanma özelliğine sahip ahşap ve peygamberağacı içeriyor.
SplinterBike’ın ilhamı Thompson’un yalnızca ahşaptan bisiklet yapıp yapamayacağı üzerine bir iddiaya dayanıyor. “Civata veya vida yok, yalnızca ahşap ve tutkal var” diye kendini motive etmiş ve bu da çok sayıda zorlu göreve yol açmış. Zincir kullanma imkânı olmadığından, tasarladığı dişli çarkla gücü pedallardan tekerleklere iletmeyi başarmış. 2011’de SplinterBike tamamlanmış ve o yaz Thomson’ın arkadaşı amatör sürücü James Tully sözde “Yüzde 100 Ahşap Bisiklet Hız Rekorunu” korumak için sürüş yapmış ve ortalama hızı 11,3 mph’ye ulaşmış.
Brompton Prototype
Şehirlerin nüfusu ve çarpık kentleşme arttıkça sıkışıklığı rahatlatmaya ve kamu taşıma ağlarındaki hücumu azaltma ihtiyacı da artıyor. Bunu sağlamanın bir yolu ise insanları, Brompton gibi gezici bisikletler konusunda uzmanlaşmış firmalar sayesinde son dönemlerinde popülerliğin zirvesinde olan şehir içi bisiklet sürme konusunda cesaretlendirmekten geçiyor
Firma, ilk modelini 1975 yılında Roma Katolik kilisesi olan Brompton Oratory’e nazır evinde portatif bisikletler için tasarlayan Andrew Ritchie tarafından kurulmuş. Brompton’un hayata geçmiş ilk örneği ise takip eden yıl içinde Ritchie’nin dairesinde inşa edilmiş. O zamandan, arka tekerin iskeletin altına doğru kıvrılmasına izin veren döner arka üçgen gibi Brompton’un kendine has özelliklerine zaten sahipmiş. Ricthie yıllarca tasarımı için finansal destek bulmakta zorlanmış. Ancak 1988 de Batı Londra’da seri üretime geçilmiş.
Günümüzde ise her yıl 45 binden fazla el yapımı bisiklet üretiyor ve dünya üzerinde 44 ülkede satışıyla Britanya’yı en geniş bisiklet üreticisi haline getiriyor. Yalnızca Londra’da 80 bin Brompton sürücüsü olduğu tahmin ediliyor.
kaynak:BBC Culture
çeviri:Bedia Ayanoğlu/ Gaia Dergi