Cinsel içerikli trafik
Bu başlığı vermek için çok düşündüm, ama doğrusunun bu olduğuna karar verdim. Çünkü trafik ile cinsel hayatın sadece kelime anlamlarından yola çıkıldığında bile doğrudan ilintili olduğunu anlatacağım bu hafta.
Ama dilerseniz önce şu bizim bir türlü ahenkli hale getiremediğimiz ‘trafik’in kelime kökenine bakalım.
Kelime bize Fransızcadan geçmiş. Fransızcaya da İtalyanca Traficco kelimesinin son hecesi atılarak alınmış. Kesin olmamakla birlikte, birlikte bazı etimoloji sözlükleri aslının Arapça olabileceğini söylüyor. Arapçada ise trafik kelimesini, geçmek, gitmek, taraftan girip öteden çıkmak, sona erme, nihayet bulma karşılıkları olan ‘mürur’ karşılıyor. Bu kelime dilimizde tek başına kullanılmıyor. Ama hukukçuların ‘zaman aşımı’ yerine kullandığı ‘mürur-ı zaman’ kavramındaki mürur, işte bu kelime.
Trafik ve mürur kelimeleri arasındaki tek benzerlik, her ikisinde de bulunan ‘r’ sesleri. Ama her iki kelime de, gidiş geliş, seyrüsefer, alışveriş, ticaret, trampa, değiş tokuş gibi eylemleri anlatmak için kullanılıyor.
Batı dillerinde sadece Almancada trafik yerine ‘verkehr’ (ferkeyr diye okunur) deniyor. Bu kelime de diğerleri gibi gidiş-geliş, seyrüsefer kavramlarını karşılıyor. Ama diğerlerinden farklı olarak gündelik hayatta bir önemli eylem daha bu kelimeyle ifade ediliyor; cinsel ilişki.
Yazının burasından itibaren üretilme ihtimali olan ‘geyik muhabbetini’ sizin fantezilerinize bırakıp, olduğu kadar sulandırmadan devam etmeye gayret edeceğim.
Bu uzun girizgahtan ve etimolojik bilgiden sonra, gelin memleketimizin bir türlü düzelmeyen trafiğini yorumlayalım. Her ne kadar biz Fransızcadan dilimize geçmiş olan ‘trafik’i kullanıyorsak da, aslına bakarsanız kelimenin içini daha çok Arapçadan gelen ‘mürur’ ve Almanca olan verkehr’in yan manaları ile doldurmuşa benziyoruz.
Yani araçlarımızın içinde bir yerden bir yere gitmek için ömür tüketiyor ve kadın erkek hepimiz yoldaki diğerlerine ‘sinkaflı’ saydırıyoruz.
Şimdi içişleri bakanlığı, otobüsler, belediye otobüsleri, minibüsler ve taksilere müşteri kılığında polisleri bindirerek, kamu hizmeti yapan bu araçların sürücülerini gizli müşteri olarak denetleyecek ve anında ceza kesecekmiş.
Ben çözüm olacağına inanmıyorum. Çünkü, burada defalarca yazdım, iddia ediyorum; Türkiye’de ahenkli bir trafiğin kurallarını maalesef trafiği denetlemekle sorumlu yetkililer de bilmiyor, bilse de ciddiye almıyor. Öyle olsa içinde gizli değil resmi giyimli polislerin oturduğu araçlar, ters yola girmez, kırmızıda geçmez, hadi onları göreve yetişmek için yaptı diyelim, hiç olmazsa göreve gitmiyorken yayaya falan yol verir öyle değil mi?
2005 senesinde okudugum bir makalede trafikte acele davranislarimiz ile erken bosalma arkasinda bir iliski oldugu yaziyordu. Daha sonra bu yaziyi ne kadar arattimsa da bulamadim.